Çakralarımızın, yani bedenimizde evrene açılan kapılarımızın zaman zaman tıkandığı veya kirlendiğine dair pek çok yerde pek çok yazıyla karşılaşmışsınızdır.

Ben de hep merak ederdim eskiden… Peki, nasıl açacağız bu kapıları? Nasıl temizleyeceğiz? Çeşitli metodları var ama en temeli ve hepimizin kolaylıkla uygulayabileceği en kolay yöntem renklerle ve ışıklarla olanı… Doğanın bize sunduğu milyonlarca renk var. Aslında milyonlarca ton var demeliyim. Çünkü temel olarak 7 büyük renk ışını üzerimizde yoğun etkiye sahip. Mavi, Sarı, Kırmızı, Yeşil, Turuncu, Mor ve aslında tüm renklerin toplamı olan, ana ışın enerjisini barındıran Beyaz…

Öncelikle bu renklerin bedenimizdeki hangi bölgelere iyi geldiğine bir bakalım…Sonrasında ışınları nasıl kullanabileceğimize ve nasıl bir kişisel şifa uygulaması yapacağımıza dair küçük bir örnek yazacağım…

Önce ana renklerden bahsederek başlayalım. Mavi Sarı ve Kırmızı…

Mavi rengin ışını ve titreşimi, özellikle boğaz bölgemizdeki çakramıza dokunmaktadır. Rengin etkisi, özellikle troid bezlerine yakın olması nedeniyle duygusal uyum ve kişisel iç huzurun üzerinedir. Troid bezleri hormon salgılarımızla ilintilidir. Hormonlarımızın yavaş, hızlı yahut dengesiz çalışmasının duygusal tepkilerimizde ani iniş ve çıkışlar yarattığını hepimiz biliriz. Bu nedenle özellikle huzur ve denge ile ilgili bu ışın, bedenimizdeki bu hassas noktaya nüfuz eder. Mavininfiziksel olarak şifa verdiği en belirgin rahatsızlıklar, yüksek tansiyon, ateş, boğaz ağrıları, astım, solunum problemleri ve uykusuzluktur. Duygusal yoğunluk adına ise, karamsarlık, stress kaynaklı endişe, iletişimsizlikten dolayı kapana sıkışmışlık hissi, yalnızlık, korunmasız hissetme, haksızlığa uğramışlık hissi gibi, başa çıkmamızın oldukça zor olduğu hislerin şifası üzerinde etkilidir. Yatıştırıcı ve sakinleştirici enerji veren mavi dünyadaki tüm renk enerjilerinden en güçlü ve etkili olanıdır. Mavinin koyu tonu olan Lacivert ise, aynı noktalarda daha yoğun etkiye sahiptir. Örneğin salgı bezleri üzerindeki derin dokunuşları bağışıklık sistemine olumlu etki ederken, sezgilerin güçlenmesine ve motivasyonun sürekliliğine yardımcı olur. Her şey iyi olacak değil ya… fazla mavi sizi tembelliğe sürükleyebilir… Sakin dingin aman ne hoş derken enerjinizi yitirebilirsiniz…

Kırmızı renk ya da ışın, kök çakramız yani kasık bölgemiz ile ilgilidir. Doğurganlığımız, tutkularımız ve aşk enerjimiz üzerinde etkilidir. Fiziksel olarak düşük kan basıncı ve düşük ateş rahatsızlıklarında, ayak, bacak, kuyruk sokumu ağrılarında, idrar yolu organlarının rahatsızlıklarında ve adrenal bezlerinin dengelenmesinde etkilidir. Duygusal anlamda özellikle aşk ve cinsellik dolayısıyla hissettiğimiz titreşimler, hayata karşı coşkunun yitirilmesi, cesaretsizlik gibi duyguların şifalanmasını sağlar. Hayatta kalma içgüdüsünü ve kendini tamamlama, kendinin farkında olma gibi duyguları dengeler. Yüksek dozda alınan kırmızı ışını ise, tutkularda ani yükselmelere neden olabilir.

Sarı renk ise, göğüs altındaki çakranın üzerinde etkilidir. Özellikle karaciğer, böbrek, mide,dalak ve sinir sistemi üzerinde enerjilenmektedir. Sarı kaslardaki ve özellikle beyin kaslarındaki enerjiyi hareketlendirdiği için algı ve sorunların çözülmesinde yoğun etkiye sahiptir. Duygusal anlamda ise, sarı, kendimizle ilgili olan düşüncelerimizin, negatif yaklaşımlarımızın, kişiliğimizdeki eksikliklerimizin, egomuzun, yorgunluğun ve üzgünlük hissinin şifalanmasını ve arınmasını sağlar. Bedenimizdeki en kolay canlanan ve en kolay şifa alan göğüs çakrası, sarı rengin güçlü enerjisiyle hemen dengelenecektir. Sarının yandırıcı ve sinir sistemindeki uyarıcı etkisi, çok kullanıldığında agresiflik yaratabilir. Her şey dozunda…

Tüm renklerin oluşumunu sağlayan ve ana renkler olarak adlandırılan Mavi Kırmızı ve Sarıdan sonra, gelelim bu üç rengin birleşimlerinden ortaya çıkan diğer renklerin enerjilerine ve bedenimizdeki şifa noktalarına… Önce Mor…

Mor renk, vücudun tüm iskelet yapısı ve özellikle psişik güçler üzerinde etkili bir ışındır. Mor rengin bedenimizde dokunduğu iki farklı nokta vardır. Her ikisi de aynı etkiye sahip birbirine yakın noktalardır. Biri tepe çakramız diğeri ise 3. Göz yani alın çakramızdır. Fiziksel ve ruhsal dünyamız arasındaki dengenin sağlanması, özellikle sinir sistemindeki sıkıntılar, migren, göz ağrıları, baş ağrıları üzerine şifa verir. Kan hücrelerinde canlanma ve özellikle beyaz hücrelerde artışı sağladığı için derin bir dinlenmişlik hissi yaratır. Duygusal olarak ise, adalet duygusu ve affetmeye yönelik eğilimlerimiz, korkularımız ve hayal kırıklığı gibi duygularımız üzerinde etkilidir. Zihinsel ve psişik duygularımızı yöneten hipofiz bezinin bulunduğu çakra noktasında etkili olduğu için özellikle rüyalar ve sezgi güçleri üzerinde yoğunlaşabilmemizi sağlar. Doğal bir anti depresandır diyebilirim. Mor, mavi ve kırmızının birleşimi olduğundan, mavinin serinletici ve rahatlatıcı etkisi ile kırmızının yoğun tutkulu etkisi sayesinde kendini tamamlanmış hissetme noktalarını besler. Çoğu spiritüalist dostum bu rengi ‘Ruhun Rengi’ olarak tanımlamıştır. Yüksek derecede maruz kalınması ise bu noktada içe kapanma ve iç hesaplaşmalara götürecektir. Aman dikkat…

Kırmızı ve sarının birleşimi olan Turuncu renk veya ışın üzerimizde öncelikli olarak enerji etkisi yaratır. En çok dokunduğu nokta, göbek deliğinin olduğu bölgedir. Burada, mide, dalak böbrek ve safra üzerinde şifa enerjisi yayar. En yoğun duygusal etkiye sahip bu renk, temel olarak neşe duygusu ile şifalandırır. Kendine saygı, gereksinimlerin belirlenmesi, özgürlük hissi ve yaratıcılık üzerinde olumlu ilerleyişi sağlar. Bu çakramız gelen ve giden enerjilere en açık çakra olduğundan dolayısıyla turuncunun enerjisine çok kolay sahip olabiliriz, ancak tabi aynı şekilde kaybı da diğerlerine nazaran daha kolay olacaktır. Sürekli temas etmek gereken bu renk, olumlu her yönünün yanında fazlaca kullanılması halinde uykusuzluğa neden olabilir.

Yeşil renk mavi ve sarının birleşimidir ve tam da bu nedenle büyük şifa enerjisini taşır. Kalbin olduğu kalp çakrası üzerinde yoğun etkili olduğundan doğrudan huzur, uyum ve güven ile ilişkilidir. Kronik yorgunluk, bağışıklık sistemi sıkıntıları, alerjiler, uykusuzluk, göğüs ağrıları ve solunum problemleri üzerinde yoğun etkili bir enerjisi vardır. Mavinin rahatlatıcı etkisi ve sarının ego üzerindeki pozitif etkisinin bir araya geldiğini düşünün… Yeşil tam da bu noktada bilgelik duygusunu ve gerçeği görebilme yetisini güçlendirecek, olayları doğru analiz edebilmeyi sağlayacaktır. Doğrudan kalp ile olan bağlantısı, sevgi ve şefkat duyguları üzerinde etkilidir. Özellikle her türlü şifa talebinde kullanılabilir bir renktir. Nitekim birçok çalışma sırasında yeşil ışığın gözle görülür düzeyde kendisini gösterdiğine şahit oldum…

Buraya kadar 3 ana ve 3 ara rengin bedenimize ve ruhumuza nasıl şifa verdiğinden bahsettim. Bunların dışında özellikle Beyaz renkten de bahsetmek istiyorum ki bu tüm şifa veren renklerin en yücesidir. Belirli bir noktaya değil, tüm bedeninize ve ruhunuza ulaşabilir. Beyaz bilimsel olarak da tüm renklerin birleşimi olarak nitelendirilir zaten. Korunma, arınma, temizlik, merhamet, adalet, pozitif her enerjinin akışı, manevi yükseliş durumlarında çok yoğun ve etkili bir ağırlığı vardır. Yoğunlaşması ve kullanması en zor olan renktir. Ama bu sizi yanıltmasın, elbette ne zaman çağırırsanız sizin için orada bekliyor olacaktır…

Bunlar dışında aslında tüm renk tonlarının etkileri bu menşede devam eder… Yani pembe, kırmızı ile beyazın, turkuaz mavi ile yeşilin karışımıdır. Ve enerjileri de bu birleşimler ile şekillenir.

Buraya kadar renklerin etkileri ve nelere iyi geldiklerini açıkladım… Peki, onları nasıl kullanacağız? İnanın hiç zor değil… Diyelim ki midemiz bulanıyor veya kendimizi çok yorgun ve hasta hissediyoruz. Bir serinliğe bir sakinleştiriciye ve ferahlamaya ihtiyacımız var. Bu demek oluyor ki mavi renge ihtiyacımız var. Sakin bir ortama gidebiliyorsanız harika ama gidemiyorsanız da bulunduğunuz yerde rahat bir konum almaya çalışın. Ellerinizi birbirine sürtün ve avuçlarınızın içinde mavi bir ışık topu ile oynadığınızı hayal edin. Aynı zamanda açık ve geniş bir kumsalda, masmavi okyanusa baktığınızı düşünün… Özellikle mavi suya odaklanmak ayrıca şifa vericidir. Elinizdeki mavi top biraz büyüyünce onu tam ağrıyan yerinize götürün ve o noktanızdan içeriye usulca süzüldüğünü hayal edin. Zaman zaman yoğunlaşması zor olabilir, hayal kuramayacak gibiyseniz, önünüze size yardımcı olabilecek mavi bir obje koyabilir ve rengin oradan size ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Işığınızın pırıl pırıl ve aydınlık olmasını sağlayın… Ve içinizden, “bu rengin enerjisi ile şifalanıyorum… Işık içime mavi olarak doluyor ve beni ferahlatıp sakinleştiriyor” cümlesini tekrarlayın.

Bunu birkaç dakika yaptıktan sonra içinizdeki farklılığı fark edeceksiniz…

Aynı uygulamayı, kendinize saygınızı yitirdiğinizi hissettiğinizde kırmızı, melankolik olduğunuzda sarı, korku içinde endişeli olduğunuzda yeşil renk için uygulayabilir ve bu gibi tüm bedensel ve duygusal yoksunluklarınızda renklerin enerjilerinden yardım alabilirsiniz.

Tüm renkler birer ışıktır… Işıksızlık karanlıktır… Gökkuşağının size pırıl pırıl ulaşması dileğiyle… Işık’la kalın…