Ama önce kendimize... Ne kadar olduk? Ne kadar olamamışız? Ne kalmış geride korktuğumuz ve nelerin üstesinden gelmişiz? İşte tam da burada meydan okumayı önce kendimize, sonra da hayata karşı yapmanın vakti geldi... Kim korkar hain kurttan?...

Korkular... Endişeler... Kaygılar... Hepimizin karanlık tarafları var. Günlük hayatta baskılayıp iteklemeye çalıştığımız, sanki yoklarmış gibi görmezden geldiğimiz ya da gelmeye çalıştığımız korkularımız... Zaten yapılan her çalışma, her ilerleyiş ve her adım bu korkulardan kurtulup özgürleşme ve şifalanma için değil mi? Dualarımız hep korunmak için, niyetlerimiz hep o karanlıkta olanların bizden uzak durması için. Evet, Evren de bizim bu karanlıkları yaşamamızı istemiyor. İnanın onları her hissettiğinizde bu Evren’in size “Haydi ama... Atlayabilirsin, duvar çok yüksek değil” demesi anlamına geliyor. Peki ya görmediğiniz bir duvardan atlayabilir misiniz? Hayır... Belki atlayabileceğiniz kadar alçaktır gerçekten ve belki de hiç de korktuğunuz gibi değildir ama göremediğinizi ve boşlukta öyle zıplayıp durduğunuzu düşünün... İşte hayat boyu çoğu zaman yaptığımız bu. Küçücük ve kısacık bir taş bloğu önümüzde duran ve biz sürekli rastgele atlamaya çalışıp, çalıştıkça da takılıp düşüp incitiyoruz kendimizi. Peki ya biri gelip sizin için ışıkları yakarsa? İşte tam da bu noktada Tarot sizin için kocaman bir ışık kaynağı oluyor. Her yer aydınlık artık ve önünüzdeki engeli rahatlıkla görebiliyorsunuz. İşte bakın orada, yıllar boyunca çevresinde debelenip takılıp durduğunuz duvar bir duvar bile değil sadece kısa bir yükselti. Atlayabilirsiniz... Bunu geçince yapmanız gereken tek şey “sıradaki engel gelsin, görelim bakalım ne kadarmış?” diye gururla seslenmek... Yani meydan okumak... Çağırın engelleri, tek tek meydan okuyun...  Mesleğinizde aslında ait olmadığınız bir yerde misiniz? Aşk sandığınız duygu bir nevi saplantı mı? Aldatılma korkusunu acaba kendinizden korktuğunuz için mi hissediyorsunuz? Sevgi diye bağımlılık mı geliştirdiniz? Yoksa hepsi mi? Gelin Tarot ışığı size hepsini tek tek göstersin. Karanlıkta kalan ne varsa açığa çıkartsın... Böylelikle siz de hangisi için atlama zamanı olduğunu ve hangisinden hala korkuyor olduğunuzu ve hazır olmadığınızı görün. Bu noktada nereye dönüş yapmanız gerektiğini de bilin. Bakalım kartlarımız neler diyor bizlere...

Tarot yolculuğumuzun 5. Aşaması olan bu noktadaki kartlarımız, KADER ÇARKI, GÜÇ ve ASILAN ADAM (ya da sadece ASILAN)

Kader Çarkı ... Öyle çok sembol barındırıyor ki abartmadan ve dozunda bırakarak yazmaya özen göstereceğim. Öncelikle karşımızda bir çark var. Üzerinde TARO (Tarot) yazısını görebiliyorsunuz. Ortasında dört büyük element yani ateş, hava, su ve toprak sembolleri dört yanı işaret eder konumda yerleştirilmiş. Bu bütünlük enerjisini gösterir. Büyücü kartını hatırlayın orada da yüksek enerjili bu dört element birlikteliği vardı. Dört köşesinde her bir elementin sembolü olarak birer yaratık durur ellerinde kitaplarıyla... Ateş elementini aslan, Toprak elementini boğa, Su elementini kartal ve Hava elementini ise melek sembolize eder. Çarkı taşıyan kırmızı yaratık Antik Mısır kökenli evrimi simgeleyen tanrı Anubis’ tir. Yanındaki yılan ise tamamlanmayı işaret eder. Çarkın tepesinde duran ve araba kartında açıkladığım sfenks elinde kılıcı ile dengeyi temsilen oturmaktadır. Her şey, her sembol bu kart içinde olması gerektiği yerdedir ve mükemmel bir uyumla birlikte dönerler. Dengeli... İşte tam da vurgulamak istediği nokta burası. Dengede misiniz? Değişiklik ama köklü bir değişikliğe hazır mısınız? Eğer cevabınız kocaman bir evet ise kart size düz olarak açılacaktır. Burada kart size şans ve bereketin sizinle olduğunu ve bu mükemmel akışın içine girmeye hakkınız olduğunu söyler. Beraberce dönebilirsiniz çark ile birlikte. Yenilikleri, değişimleri ve bu değişimlerdeki şansınızı size müjdeler. Unutmayın, değişiklik sizin dışınızda olmayacak, siz yapacaksınız ama kader çarkı size fırsatlar ve şans sunacak... Buraya kadar harika... Ya ters gelirse? O zaman hayatınızda atlamanız gereken duvar var demektir. Korkularınızı yenemediğinizi ve özellikle de değişime karşı direnmekte olduğunuzu işaret eder. Neyi sürekli erteliyorsunuz diye kendinize sormanızı ister kartlar burada. Aslında içinizde bir yerde değişmesi gerekenlerin olduğunu düşünüyorsunuzdur ama kaygılar nedeniyle değişikliğe gidemiyorsunuz demektir... Bu noktada değişimden korktuğunuz şeyin tam olarak farkına varmanız gerektiğini söyler kartlar. Hayatınızda sürekli tekrarlayan sıkıntılı durum nedir diye sormanızı, bunu sorarken de bir adım geriye yani eşikten atlama noktasına geri gidip durumunuzu tekrar gözden geçirmenizi ister. Henüz atlamayın ve meydan okumayın der.

Güç Kartı… Karşınızda boynunda çiçeklerden bir çelenk asılı olan aslanı ehlileştirmiş bir kadın durmakta. Güçlü ama şefkatli duruşu ve hemen başının üzerinde sonsuzluk işareti dikkatinizi çeker. Bu güçler birliğinin sembolüdür. Cesaret, inanç ve istekler. Bu noktada kart size tam olarak ne istemekte olduğunuzu gösterir. Önünüzde duran duvarın istediklerinizden mi yoksa istemediklerinizden mi oluştuğunu gösterir. Bu kart sizin için düz açılmışsa manevi olarak güçlü olduğunuzu ve özellikle de aşk hayatınız ile ilgili aldığınız kararların doğru olduğunu, dolayısıyla iç sesinize güvenebileceğinizi söyler. Karşınızdaki duvar sadece sezgilerinize güvenerek hemen aşabileceğiniz kadar küçük ve güçsüzdür. Kartlar düz olduğunda her şey ne kadar da temiz değil mi? Evet... Gelelim ters açıldığında nelerden bahsediyor olduğuna... Burada maneviyatınızda bir şeyler eksik demektir. Aşk hayatınızda tutkularınızla mı hareket ediyorsunuz? Sevgi sandığınız aslında bir kişilik bunalımına mı dönüşmüş? İşte bunların cevapları evet oluyor ters geldiğinde. Burada değiştirmeniz gereken bir bakış var. İlişkinizi sağlıklı olmaktan çıkartan kalın ve güçlü bir duvar var önünüzde. İşte bu kartı ters gördüğünüzde tam da o noktada hemen itiraf edin aslında ters giden şeyi. O durumu düzeltmeden bir sonraki aşamaya geçmeniz mümkün değil demektir bu. Hep burada kalacak ve karanlıkta zıplamaya çalışacaksınız demektir. O nedenle bir adım geri gitme zamanı der Tarot.

Son kartımız Asılan Adam... Ürkütücü göründüğü kesin... Hatta biraz da rahatsızlık verici. Görüntüsü kadar anlamı da rahatsız edici çünkü en hassas noktamıza, bir konu ile ilgili yeterli fedakârlığı yapıp yapmadığımıza dokunuyor. Sabit düşüncemizin değişip değişmediğine, mutlak doğrularımızın esneyip esnemediğine... Buradaki adam tek bacağından bir ağaca ters olarak asılmış olarak karşımıza çıkar. Üzerindeki mavi renk ruhsal, kırmızı renk ise dünyasal gücünü ifade eder. Tarot’un T’sine tek bacaktan asılmıştır. Derin bir sessizlik hissi yaratıyor değil mi? İşte tam da bunu söylemek istiyor kart.  Hayat görüşünün değişmesi gerektiğini. Büyük bir dönüm noktasıdır burası. Yüzleştiğiniz korkunuz, hayata bakışınızı genel olarak değiştirmeye hazırsanız küçük bir duvar olarak çıkar karşınıza ve kartın düzlüğü bunu gösterir. Ama eğer hazır değilseniz Tarot size bu kartı ters gösterir ve asılan adamı sanki ayaktaymış gibi görürsünüz. Ama bu büyük bir yanılgı demektir. Bu noktada hemen ilk iş hayata bakışınızda esnemek zorunda oluşunuz söz konusu olur. Hedefler değişmeli, kibir bir kenara bırakılmalı ve bakış açısı hemen esnemeli. İşte bu yüzden sanki tüm korkuların en büyüğü ile, en büyük ejderhanızla karşı karşıyasınız demektir. Düz açılması da değişimi yapmanız gerektiğini ama zaten buna ruhunuzun hazır olduğunu söylerken ters olması hiç de hazır olmadıklarınızla yüzleştirir sizi... Ben ce siz siz olun Tarot’u dinleyin... O konu ile ilgili emin olduğunuzu düşünüyorsanız durup, bir adım geri çekilip ‘belki de yanılıyorum’ deyin... Diyebilin...

Aşamalar... Adımlar... Yüzleşmeler... Meydan okumalar... Hepsi ne için? İçsel huzura kavuşabilmek ve yeniden doğabilmek, şifalanmış bir hayat için... Çoğu gitti azı kaldı diyelim... Meydan okumayı geçip içimizdeki korkularla yüzleştik, içsel hesaplarımızı verdik. Şimdi geriye kalan bu yeni halimizle ne yapacağımıza karar vermek ve final sınavını geçebilmek... Başta da dediğim gibi tüm bunlar ne için? Yeniden var olabilmek için... Yani, yeniden doğmak için... Bunun için önce ölmek gerekir... Bir sonraki aşamamız ölüm. Ama adı kadar korkutucu değil, hele ki bunca aşamayı atlayabildiyseniz son üç basamak sizin için oldukça kolay demektir...

Işık’la kalın...