Peki, hiç düşündünüz mü neden bu kadar önemlidir El? Nereden gelir bu uygulamalar? Bu hafta, avuç içlerimizde neler taşıdığımıza bakalım hep beraber…

Şimdiki dünyada iç içe olduğumuz üç büyük inanç sistemi var. Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam… Her birinde el, mutlak dua aracı olarak kullanılır… Fakat ben biraz daha geriye, kadim zamanlara gitmek istiyorum önce. Gelin isterseniz adım adım antik dünyadan bu güne ‘el’ lerimize neler değmiş bir bakalım…

Avuçların açık vaziyette Güneş’e doğru kaldırılmasına rastlıyoruz Antik Mısır’da… Şifanın ve enerji bilgisinin kaynaklarından biri Mısır… Şimdiki bildiğimiz Mısır mitolojisinde birçok tanrının yer alması sizi yanıltmasın, Mısır medeniyeti Ra adı verilen tek bir tanrıya odaklı aslında. Ra, Güneş’in ta kendisi. Tüm şifa ve pozitif enerjinin kaynağı ve tüm negatif enerjinin dönüştürücüsü büyük Ra… Mısırlı tüm insanlar Ra’ya olan dua ve minnettarlıklarını avuç içlerini Güneş’e çevirerek göstermişlerdir. Ra’nın şifa enerjisini avuç içlerine doldurduklarına inanmışlardır. Böylece, ellerinde topladıkları sıcaklık tüm vücuda, kemiklere, kaslara ve organlara ulaşmış, her noktayı arındırmış ve bereketli kılmış olacaktır. Aslında bir selamlama şekli olarak da görülebilecek bu hareket, zamanla iki insan arasındaki antlaşmayı mühürlemek anlamında da kullanılmaya başlanmış ve bu gün de kullandığımız tokalaşma jesti ortaya çıkmıştır. Tokalaşmanın altında “Güneş’ten alınan tüm pozitif enerjilerin birleştirilmesi ve kişisel enerjinin de bir araya getirilmesi” fikri vardır. Kişisel enerji aktarımında ellerin kullanılmasına geleceğim... Şimdilik antik dünyada kalalım… Mısır, Sümer, Hitit… Güneş kültürüne sahip tüm inançlar ellerinde bu enerjiyi toplamak için avuç içlerini Güneş’e kaldırmışlardır.

Çin inanç sistemi Güneş kültürü ile aynılık göstermesine rağmen farklıdır mesela. Orada eller daha çok birleştirilmiş olarak kullanılır. Dua yöntemleri iki elin enerjisinin bir araya getirilip bir bütün sağlanması yönünde uygulanmaktadır. Evrendeki her gücü iç içe ve birbirinin tamamlayıcısı olarak anlamlandıran Uzak Doğu inanç sistemleri içinde sağ el, yang, yani erkek güçtür. Sol el ise yin yani dişil kabul edilir. Bunu daha çok aktif ve pasif iki güç olarak da düşünebiliriz. Çok uzakta değil, İslam inancı içinde de Mevlevi tarikatı semazenleri aynı prensipte kullanır ellerini. Semah sırasında, Yaratıcının her yerde olduğunu simgelemek için kendi etraflarında dönen semazenlerin sol elleri Yaratıcıya, yukarıya doğru açık sağ elleri ise aşağıya doğru ve ters dönüktür. Bunun anlamı Yaratıcıdan alınan güçlerin yaratılana hediye edilmesidir. Bu noktada semazen biz yaratılanlar için bir aracı olarak kendisini kullanmaktadır. Aracı olmak fikri aslında sıklıkla hepimizin duyduğu bir terim… Reiki enerji aktarımları sırasında da, uygulayıcının elleri aynı semazenler gibi, Yaratıcı enerjinin şifasına aracı olmaktadır.

Şaman dünyasında el özellikle şifa aracı olarak kullanılır ve şifanın temsili de, İslam’daki Fatma Ana’nın Eli’ne benzer biçimdedir. Dualarında, iyileştirme ya da arındırma ritüellerinde çaldıkları davulların üzerine mutlaka el ve beraberinde göz sembolü çizilidir. Aslında, Türklerin kadim inançlarından miras kalan bu iki sembol, değerli Fatma Ana’ya atfedilmiş, zamanla el ve göz bir arada İslam’da da yerini korumaya devam etmiştir. İslam’a gelmeden önce Hinduizm içinde ellerin derin anlamlarından bahsetmek istiyorum. Nitekim şimdiki bilgiler size kişisel enerji çalışmalarınızda da yardımcı olacaktır… Kadim bilgi zamanı…

Hinduizm, elleri özellikle her bir parmağı spesifik olarak değerlendirmiş ve enerji akışlarına bağlı olarak Mundra adı verilen el hareketlerini içermektedir. Türkçesi mühür demek olan Mundralar, meditasyon sırasında amaca hizmet etmenin yanında, kişinin kendi kendine şifa verebilmesini de kolaylaştırmaktadır. El, vücuttaki tüm enerjinin alınıp verildiği, Evren’in büyük enerjisiyle iletişim kurulduğu, Kalp çakrasına doğrudan bağlı olan bir organdır. (unutmadan, yazının sonunda küçük bir şifa çalışması önerim olacak bu konuyla ilgili, okumaya devam derim…). Buna bağlı olarak eldeki her parmağın kendisine ait özel bir enerjisi vardır. Mutlaka fark etmişsinizdir, Buda, Şiva, Brahma… Hepsinin birçok eli olmakla birlikte, her bir eli farklı bir işaret yapmaktadır. Gelin şimdi tek tek parmaklarımızdaki güçleri öğrenelim;

Başparmak, ilahi iradenin gücüdür. Yaratıcıyı, O’nun tüm güçlerini sembolize eder ve elementi boştur. Bu ne demek derseniz, şöyle ki; başparmağınızla hangi parmağınıza dokunursanız, o parmağınızdaki enerji gücü yükselecektir. Başparmak hepsini yöneten konumdadır.

İşaret parmağı, hava elementine aittir. Egomuzu ve bilinç dışı duyduğumuz kaygı, istek, endişe, hayal gibi duygularımızı barındırır.

Orta parmak, ateş elementine aittir ve gücü, şiddetli arzuyu, ihtirası dengeler.

Yüzük parmağı, su elementine aittir. Şifayı ve ilişkilerdeki dengeyi temsil eder. Özellikle sol elin yüzük parmağı doğrudan kalp çakrasına bağlıdır. Bu nedenle her kültürde, yeni hayata başlangıç anlamına gelen evlilik için altın yüzük bu parmağa takılmaktadır.

Küçük parmak ise, toprak elementine aittir ve zekâyı, aklı, muhakeme yeteneğini temsil eder.

Şimdi küçük bir çalışma yapabiliriz bu bilgilerle… Diyelim ki ilişkimiz içinde aldatıldığımızı düşünüyoruz, ya da mutlu değiliz, duygusal bir yokluk hissediyoruz. Bu noktada öncelikle bilmeliyiz ki, eğitim alın ya da almayın, her insan kendi avuç içlerinde kendi enerjisini taşır ve hissedebilir. Sakin bir ortamda temizlenmiş ellerinizi ( tuz ile yıkayabilirsiniz, bu enerjinin akışını hızlandıracaktır) birbirine sürterek ısıtın. O ısı size ait. Ellerinizdeki ısıyı iyice hissettiğinizde ellerinizi tek tek kalbinizin üzerine götürün ve buradan kalbinizden zümrüt yeşili bir ışığın elinize geçtiğini hayal edin. Bunu zihninizde oluşturduktan sonra iki elinizle birlikte önce kafanızın tepe noktasına, sonra yüzünüze, boynunuza, göğsünüze, göbek deliğinizin olduğu yere ve kasıklarınıza sırayla dokunun ve bu yeşil ışığın vücudunuzda her noktaya ulaştığını düşünün. Arada dikkatiniz dağılabilir, sorun değil, ışık sizinle… Bittikten sonra her iki elinizde de başparmağınızla işaret parmağınıza dokunun. Bu sizin ilahi gücü taşıyan başparmağınızın, endişe ve korkularınızı yöneten işaret parmağınıza şifa vermesini sağlayacaktır. Bir süre, rahatlama hissedene kadar bu vaziyette kalın ve yeşil ışığın dolaştığını hissedin. Bu arada içinizde konuşabilir, şifa isteyebilir, arınma talep edebilirsiniz… Rahatlayınca bu sefer de başparmaklarınızla küçük parmağınıza dokunun. Bu size olayları doğru değerlendirme enerjisi verecek, sorunlara biraz olsun uzaktan bakabilme yetisi sağlayacaktır. Bittiğini hissettiğiniz noktada ellerinizi tekrar bir araya getirip Evren’e teşekkür etmeyi unutmayın ve ellerinizi duru suyla yıkayın… Ve şifa enerjisini tamamlayın…

Bu yöntemle, içsel enerji akışınızı dengeleyebilir ve kendi şifa yolunuzu bulabilirsiniz. Mundralarla ilgili olarak birkaç küçük çalışma daha önereceğim ama önce ellerin kullanımına ilişkin bilgileri bitirmek istiyorum… Nerede kalmıştık? Antik ve Kadim Dünya’da eller özellikle Yaratıcı ile olan iletişimimiz ve şifa enerjisi ile bağlantılı kullanılmıştı. Gelelim Hıristiyanlık ve Müslümanlık içinde nasıl kullanıldığına… En sık karşılaştığımız örnek Şifa El’i yani Fatma Ana’nın eli sembolüdür. Burada çoğu zaman nazara yönelik bir göz kullanımı da mevcut fakat orijinal kullanımı beş parmağın da yan yana olduğu bir avuç içi sembolüdür. Beş parmak, dinin beş önemli doktrinini temsil ederler ve yerel inanışlarda peygamberin ailesini gösterir. Başparmak Hz. Muhammed, işaret parmak Hz. Fatma, orta parmak Hz. Ali, yüzük parmak Hz. Hasan ve küçük parmak Hz. Hüseyin’i sembolize eder. Bu noktada avuç içindeki şifa enerjisi, bu kutsal aile fertleri tarafından sunulmaktadır.

Hz İsa’nın temsillerde sürekli üç parmağını işaret ediyor olması ya da belirli bazı işaretler yapıyor olması hiç de tesadüf değildir. Hıristiyanlık içinde de her bir parmak için belirli anlamlar mevcuttur. Burada, başparmak Tanrı’yı, işaret parmağı Kutsal Ruh’u, orta parmak İsa’yı, yüzük parmağı İsa’nın cennetsel kimliğini ve küçük parmak ise İsa’nın dünyevi kişiliğini ifade eder. Çoğunlukla İsa baş, işaret ve ortaparmaklarını bir araya getirerek ‘kutsal üçlü’ yü işaret eder… Şimdi gelelim bahsettiğim küçük uygulamalara;

Zihinsel denge için baş ve işaret parmaklarınızı bir birine dokundurup diğer parmaklarınızı uzatmalısınız. Bu mundra ile hafızanızda güçlenme, konsantrasyon bütünlüğü ve olumsuz düşüncelerden arınma gerçekleşecektir.

Sağlığınızdaki dengesizlikleri düzenlemek için başparmağınızla yüzük parmağınız dokunmalısınız.

Kan dolaşımı ve aktif enerji için ise, başparmağınızı yüzük ve küçük parmaklarınızla birleştirmeli ve diğer parmaklarınızı uzatmalısınız.Geleneklerde bu uygulamalara benzer birçok mundra bulunmakta.

Ellerle ve parmaklarla ilgili ne de çok şey varmış bilinmesi gereken… Evet… Belki de hiç düşünmedik daha önce, aslında ihtiyaç duyduğumuz tüm şifa ve arınma ellerimizin, avuçlarımızın içinde… Parmaklarımızın ucunda… Fark etmeniz ve kullanmanız dileğiyle… Işık’la kalın…